İbni Batuta Dünya Turu VE Marco Polo


Pek çoğumuz Marco Polo ismini daha önceden duymuşuzdur. Macera Dolu yaşamı filmlere kitaplara ve dizilere konu olan bu gezginin hayatı pek çok insan içini lginç ve heyecanlı bir konu olmuştur. Marco polo’ya duyulan ilginin sebebi onun Orta Çağın en büyük seyyahlarından biri olarak görülmesi ve dönemin gizemli ülkelere hakkında yazılar yazmış olmasıdır. Marco Polo yazdıklarıyla ve yazdıkları üzerine ortaya konan kurgusaleserlerle ün kazanırken Orta Çağın başka bir önemli gezgini pek çok kişiningözünden kaçmıştır bu seyyahın adı İbni batutadır ve o. Marco polo’dan çok daha fazla yol kat etmiş çok daha fazla ülkeye gitmiştir şimdi gelin birlikte orta çağın en büyük gezginlerinden biri olan
İbni batutanın rotasını izleyerek tarihte bir yolculuğa çıkalım. İbni Batuta 24 Şubat 1304 tarihinde ozaman marinelerin kontrolündeki FasınTanca şehrinde dünyaya geldi. Ailesi berberi levate kabilesine mensuptu. İbni batuta nın Kabilesi hakkında pek çok kadın yetiştirmiş oldukları dışında pek bir şey bilmiyoruz onunla ilgili bildiğimiz ilk detaylardan Biri. Miladi 1325 yılının Haziran ayında hacca gitmek amacıyla evden ayrılmış olması odönemde 

ibni batutanın yaşadığı bölgeden yapılan haç yolculukları genellikle 16 ay sürüyordu herkes onun. Mekkeye gideceğini orada Hac ibadetini yerine getirdikten sonra ise eve döneceğini düşünüyordu bu yolculuğun seneler boyunca devam edeceğini kimse. Hatta belki de kendisi bile tahmin edemezdi İbni Batuta Hacca gitmek için yolaçıktığı gün hakkında şunları yazmıştı arkadaşlığı ile kendimi teselliedebileceğim bir dost veya katılabileceğim bir Kervan olmaksızın tek başıma yola çıktım kalbim seyahatetmenin heyecanı Ve kutsal yerleri görme isteğiyle dolup taşıyordu bu isteğimden güç alarak sevdiğim insanlara veda ettim ve kuşların yuvalarını terk ettiği gibi ben de evimi terk ettim. ibn-i Mekkeye Kara üzerinden gitmeye karar vermişti öncelikle tilimsan ve mecraya şehirlerini ziyaret eden Seyyah. Dahasonra Deniz kıyısından ilerleyerek tumsu ulaştı. Burada iki ay boyunca konakladığını görüyoruz bundan sonra daha güvenli olduğunu düşündüğü için bir kervanla yoluna devam etmeye karar verdi. Batutanın sonraki Durağı safha şehriydi. Aslında burada bulunduğu süre içerisinde beklenmedik bir gelişme yaşandı. konakladığı süre zarfında burada yaşayan bir kadınla evlendi ancak kadının babasıyla yaşadığı bir anlaşmazlık evliliğin kısa sürmesine sebep olacak bu evlilik İbni batuta nın ilk evliliğiydi İbni batutanın seyahat sırasında evlenmiş olması ilginç gelebilir ama büyük ihtimalle seyahatinin başlarında olan genç Seyyah Hac ibadetini yerinegetirdikten sonra şehre geri döneceğini ve eşiyle yaşamaya devam edeceğini düşünüyordu. Aslında bakılırsa kadının babasıyla yaşamış olduğu anlaşmazlık İbni batutanın seyahatlerindeki ilk donu noktalarından biriydi. Eğer bu kadınla olan evliliği devam etmiş olsaydı. Mekkeye gittikten sonra büyük ihtimalle. Safa kese geri dönüşecekti. Böylece Orta Çağın en büyük seyyahlarından biri olamayacak ismi ve kendisi Belki de öldükten 50 yıl sonra hiç kimse tarafından hatırlanmayacaktı. Ne var ki batutanın bu evlilikten vazgeçmesi onu binlerce kilometre uzağa seyahat edebilecek özgür bir adam haline getirmişti batutanın. Mekkeye doğru yaptığı Hac yolculuğundaki. Bir sonraki durak İskenderiye şehriydi 1326 senesinin bahar aylarında 3500 kilometrelik uzun bir yolculuktan sonra o dönemlerde memlüklerin kontrolü altındaki iskenderiyeye geldi. İskenderiyede birkaç hafta geçirdikten sonra ise. Memlük devletinin kalbine yani kahireye gitti. Burada yaklaşık bir ayboyunca konakladığını biliyoruz bundansonra ise nihai hedefine ulaşmak amacıyla. Mekkeye doğru yola çıktı. Mekkeye ulaşmak için çoğu kişinin tercih etmediği bir yol seçmişti. Nil nehrini takip ederek güneye doğru indi Aslında amacı kızıldenizi gemiyle geçmekti ancak bölgede başlayan yerel bir isyanın sebep olduğu karışıklık İbni batutayı kahireye dönmek zorunda bıraktı. Bu aksilikten sonra Batuta Mekkeye. Suriye üzerinden gitmeye karar verdi. Bu yol Nil yoluna göre daha çok tercih edilen ve daha güvenli bir yoldu birkaç haftalık yolculuğun ardından Şama ulaşan seyyar Ramazan ayını burada geçirdikten sonra. Medineye doğru yolaçıkan bir kervana katıldı. Medinede 4 gün geçirdikten sonra ise Hac ibadetini yerine getirmek üzere. Mekkeye gitti işte bu noktadan sonra İbni batuta nın hayatı aldığı bir karar neticesinde tamamen değişecekti. Hac ibadetini yerine getirdikten sonra eve dönmek yerine seyahatlerine devam etmeye karar verdi özellikle kuzey doğu daki İlhanlı topraklarını ziyaret etmek istiyordu. Busebeple 17 Kasım 1326 da. Bağdata giden bir kervana katıldı İbni Batuta bu kervanla necefe kadar geldi. Burada HzAlinin kabrini ziyaret ettikten sonraise kervanla Bağdata gitmek yerine bir süre İranı gezmeye karar verdi ilk olarak neceften vasiyete geçti. Dahasonrasında ise Dicle nehrini güneye Yani basra’ya doğru takip etti basra’dan Zagros dağlarının Ardında kalan isfahana isfahan’dan sonra ise şiraza giden İbni Batuta Seyahat tamamlayarak 1327 senesi nin. Haziran ayında Bağda ta ulaştı. Şehir halen Hülagü Hanın neredeyse 70 sene önce gerçekleştirmiş olduğu istilanın izlerini taşımaya devam ediyordu. İbni Batuta bağdat taki. Moğol haneyi bu Said in büyük bir grupla kuzeye doğru yola çıkmakta olduğunu gördü bir süre bu grupla seyahat eden İbni Batuta daha sonra gruptan ayrılarak tebrize gitti. Moğollar bölgedeki diğer Ticaret merkezlerinin pek çoğunu yağmaladıkları ve kendilerine teslim olan tebrize dokunmadıkları için Tebriz bölgedeki en önemli ticaret merkezlerinden. Biri haline gelmişti İbni Batu da bu Ticaret şehrinde bir süre vakit geçirdikten sonra Bağdata dönmek üzere yeniden yola çıktı. Dicle nehrini takip eden genç Seyyah. Bağdata varmadan önce bu kez. Musulu ziyaret etti ve burada İlhanlı valisinin misafiri oldu. Daha sonra ise Doğu Anadoludaki Cizre ve Mardin şehirlerini ziyaret ederek yeniden musula döndü bu noktaya kadar. Seyyah bir çok şehir görmüş birçok insanla iletişim kurdu ilk olarak. Zeyla ve Somali ardından ise mumbasa ve kil ve limanlarına yolculuk yapan Seyyah deniz yoluyla yemenin. Zafer limanına geri döndü. Bugünkü Umman sınırları içinde kalan nezveye geçerek Sultan Ebu Muhammed Bin nefha’nı ziyaret etti kitabın bu bölümünde Hint okyanusuna bakan kalhat gibi Yemen ve. Umman şehirlerinin ve Doğu Afrika sahilindeki kil ve ile maddi şunun uluslararası Deniz ticaretin de çok ileri bir seviyede olduğunu yazmıştır. Ummandan sonra Hürmüz limanına geçen Batuta Basra körfezinin İran kıyısındaki bölgeleri gezip tekrar. Arabistana döndü ve 1332 yılında 5 haç ibadetini yerine getirdi. Aynı yıl içerisinde Gazze Kudüs RAM ile. Akka ve laskaya gibi Suriye Filistin bölgesindeki bazı şehirleri ziyaret etti. Bundan sonra ise bir Ceneviz gemisine binip Anadolu topraklarına yöneldi hala yedi Yani bugünkü Alanya limanında karaya çıktıktan sonra. Anadolu yu gezmeye başladı. Antalya Isparta Eğridir Denizli Tavas Muğla Milas ve barcını ziyaret etti erakne oğullarına bağlı alanları gezerken Kayseri de İlhanlı hükümdarının vekili olarak hareket ettiğini söylediği Alaaddin erednanın hanımı ile görüştü. Konyada karşılaştığı Mevlana dan ise. Şair Şeyh olarak bahsettiğini görüyoruz bundan sonra Batuta aya soluk İzmirManisa ve Bursa üzerinden izne ye gitti. Anadolu yu gezmekte olan İbni Batuta Osmanlılar dan da bahsetmiştir çalışmasında. Osmanlıların komşu beylikler arasındaki Saygın konumunu anlatmış ve. Anadolunun. O günkü siyasidurumu ticari kapasitesi ve Ahilik Kurumu hakkında bilgiler vermiştir. Ayrıca dönemin Osmanlı padişahı OrhanBey hakkında da şunları kaleme almıştır. Bursanın sultanı. Osmancık oğlu ihtiyarın Orhan beydir bu hükümdar Türk padişahların en Ulusu olduğu kadar Toprak asker ve varlık bakımından da onların en üstünü bulunmaktadır 100 kadar Kalesi vardır çoğu bunları dolaşmakla geçirir ve her Kalede bir müddet kalarak durumlarını anlamak noksanlarını tamamlamakla meşgul olur anlatıldığına göre hiçbir şehirde bir aydan fazla oturmaz aralıksız olarak kafirlerle savaşın sürdürür. Onların kalelerini bir bir kuşatarak fethedermiş yolculuğun bundan sonraki aşamasında İbni Batuta mekece üzerinden. Sakarya Vadisini geçerek Gevye Göynük Bolu Kastamonu yoluyla vardı Sinop tan denize açılmış Kırımın kerç limanına çıkmıştır. Karadenizin kuzeyinde de Sultan Muhammed Özbek hanla görüşen İbni Batuta buradan ayrıldık tan sonra bugünkü. Kazan şehrine ulaşmıştır burada. Ayrıca Arzı zulümat yani Karanlıklar Ülkesi olarak tarif ettiği sibiryaya ulaşamadığını belirtmiş ve o bölge hakkında duyduklarını nakletmekle yetinmiştir 5 Temmuz 1332 tarihinde. Bizans imparatorunun kızı ve ÖzbekHanın 3 hatunu olan baya onun kafilesine katılarak ürkek sudak. Dobruca üzerinden geçmiş ve yaklaşık bir ayda konstantinopolise gelen Seyyah İmparator üçüncü antronikosla görüşmüştür. Fakat İmparatorun kendi ismini kullanmamış ondan Tekfur bir civciv şeklinde bahsetmiştir o dönemde tanınan kimselerin farklı dilleri konuşan insanlar tarafından çok farklı şekilde adlandırılması normal bir olaydı. Örneğin İbni Sina Avrupalılar tarafından Avicenna olarak adlandırılıyordu İbni batu da konstantinopolis’ten ayrıldıktan sonra tekrar dehşt Çağa dönerek Özbek Hanın ülkesini Çine bağlayan. Ticaret yoluyla Ural nehrinin hazara kavuştuğu yerde ki Saraycık şehrine geldi. Daha sonrasında ise 40 gün süren bir yolculukla. Türklerin en güzel şehri diye nitelendirdiği. Harezmi ile görüşen Seyyah Emirin eşi Turabihatun dan da çeşitli hediyeler almıştır ardından nahşet yoluyla Semerkanta geçen İbni Batuta bu seyahati sırasında. Çağatay han’akarşısındaki durumunu da ayrıntılı birşekilde anlatmıştır daha sonra. Horasanın en büyük şehri olan her atı. Ve arkasından cam tuz seras İslam gibi şehirleri dolaşıp doğuya dönerek hindi kuş dağlarına yönelmiştir. Oradan da Gazne Kabil yoluyla 12 Eylül 1333 tarihinde indus Vadisine gitmiştir belki. Türk sultanlığına girdikten sonra 22 Temmuz 1342 tarihine kadar Sultan Muhammed Bin tuğlukun himayesiyle delhide kalmış ve onun arzusu üzerine 7 yıldan fazla süre boyunca burada kadılık hizmetinde bulunmuştur döndükten sonra. Kaleme aldığı kitab-ı sultanlığının siyasi tarihi malivaziyeti istihbarat servisi ulak sistemigibi konularda da bilgi vermeyi ihmaletmemiştir dergiden ayrıldıktan sonra güneye doğru yönelen İbni Batuta güney batı sahil şehirlerin den geçerek kalükkütle varır. Aslında Sultan onu Çine sefir olarak göndermiş fakat İbni Batuda savaşlardan fırtınalardan ve gezme tutkusundan başını kaldıramamıştır malabar sahillerini ziyaret ederse ya maldivde Bir buçuk yıl kalmış ve buradada yine kadılık yapmıştır daha sonra. Seyran adasına uğrayan Seyyah buradan ayrılıp. Bangladeş kıyılarına geçer. Bundan sonra ise Berna ülkesine geldiğini başka toplumlarda görülmeyen garip adetlerin bu kavimde bulunduğunu anlatmıştır. ilk zamanlarda bazı araştırmacılar tarafından anlattıkları sebebiyle uydurmacılıkla suçlanmışsa da sonraki çalışmalarda. Bu ülkenin anda Man olabileceği söylenmiştir İbni Batuta buradan kawaya arkasından sumatraya geçti ve malaka boğazından dönerek akula Limanına ulaştı tekrar denizeaçılarak bir aylık uzun bir yolculuğun ardından. Nihayet havali sivilcesine vardı bazı araştırmacılar bu tavallisi ülkesinin ibn-i oradaki şampa kıyıları komboçya veya Tom King olduğuna dair tartışmalar vardır. Türkçe konuşan bir prenses tarafından yönetildiğini söylediği tavalist ülkesinden Çine açılmış ve 17 günde zeytun Limanına varmıştır burada resmigörevli olması sebebiyle yetkililer tarafından saygı görerek hambala yani Pekine götürülmüştür buradaki ilginç adetlerden bahseden İbni Batuta Çinde tacirlerin kazandıkları aldığını özel boyutlarda eriterek evlerinin kapısına astığını 5 kalıp altına olan Tacirin Parmağına tek yüzük on kalıp altına olanın ise iki yüzük taktığına aktarmıştır Bunun yanı sıra o dönem için çok ilginç bir sistem olan kağıt para sisteminden de bahsetmiştir Çinde bütün iktisadi faaliyetler in Bu kağıda bağlandığını para hükmündeki Kağıtparçalarının yıpranması veya yırtılması durumunda büyük darphaneye getirilerek değiştirildiğini anlatmıştır İbni batutanın yaşadığı dönem de ekonomik sistem genel olarak madeni paralar üzerinden işliyordu ve günümüzdeki bankamot sistemini andıran kağıt parasistemi Aslında fazlasıyla sıradışıydı bu durum İbni batutanın da dikkatinden kaçmamıştı bundan sonra Seyyah Çinden ayrılıp tekrar sunatraya ve Oradan damalabar kıyılarına yöneldikten sonraBasra Körfezine gelmiştir 1349 yılın da hicaza geçerek 6 defa haç görevini yerine getirdikten sonra. Mısıra dönmüş ve İskenderiye limanından bir gemiye atlayarak. Mayıs 1349 da. Tunusa gitmiştir Bundan sonra yeniden deniz yoluyla Sardunya adasına ve uzanan bir yolculuk yapmıştır. Kasım 1349 tarihinde başladığı yere yani memleketi fasa. Varan Seyyah Sultan Ebu İnanel-merini tarafından kabul edilmiştir. Böylece İbni Batuta 1349 yılında seyahatinin ana kısmını bitirmiş olur doğudan döndükten sonra. Fasta bir süre kalan İbni Batuta buradan endülüse geçip. Marbella Malaga Granada gibi şehirleri dolaşmış ve aynı yoldan geri dönerek marakeşe geçmiştir tekrar seyahat arzusuyla Yollara Düşen Seyyah. Maria yönelmiş ve büyük sahrayı kuzey batıdan güney doğuya doğru geçerek nijere gidip menses Süleyman ilegörüşmüştür ibn-isultanın dan gelen bir emirle. Aralık 1353 tarihinde Fasa dönmek zorunda kalmıştır yolculuğunun bu son kısmında ise iç Batı Afrika hakkında çok önemli bilgiler vermiştir İbni Batu da yurduna döndüğünde gezdiği uzak ülkelerden gördüğü garip olaylardan bahsedince sözleri alayla karşılanmış ve pek çokşeyi uydurduğu düşünülmüştür. Örneğin Granada da görüştüğü Ebu Bereket isimli zat onun asılsız haberler naklettiğini ileri sürmüştür seyyahın yola çıkarken derin bir kültüre sahip olmadığı ilerisürülse de her sahada öğrendiği yeni bilgiler ve önceki seyy verdiği bilgileri güncelleme çabası onu tecrübeli bir gezgin haline getirmiş veyurduna döndüğünde. Seçkin bir danışman olarak sultan’ın meclisinde yer almasını sağlamıştır İbni batutanın seyahatleri bu noktada son bulmuştur Peki onun seyahatnamesini bu kadar özel yapan şeyler nedir bu seyahatnameden neler öğrenilebilir İbni Batuta memleketine döndükten sonra Kaleme aldığı eserinde gezdiği yerlerin siyasi özelliklerinden çok buralarda yaşayan insanların hayatlarından ve kültürlerinden bahsetmiştir. Bu sebeple bazı araştırmacılar. Onu ilk antropolog veetnologlar arasında değerlendirmektedir İbni batutanın eseri o bölgelerde yaşamış olan ulusların kültürlerini anlama karşısından. Belki de sıradan tarihi kayıtlarda bulunmayacak kadar yüksek bir değer taşımaktadır gezdiği coğrafyanın ciddi bir kısmı Türk ve Moğol devletlerinin kontrolü altında olduğu için o dönemki Türk ve Moğol kültürünü anlayabilmek adına başvurulacak en önemli kaynaklardan dabiridir İbni batutai ve eserini özel yapan bir diğer şey ise onun Marco Poloile birlikte Orta Çağın en büyük iki seyyahından biri olmasıdır hatta çok daha geniş bir alanı gezmesi 3 kıtada en önemli kültür merkezlerine ulaşması sebebiyle Batuta Marco poloyu bile geride bırakmıştır 


Yorumlar

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Ad

E-posta *

Mesaj *